Birleşmiş Milletler Besin ve Tarım Örgütü’nün (FAO) sürdürülebilirlik maksatları doğrultusunda besin eşitsizliğine dair farkındalık yaratmak, tarım siyasetlerini global ölçekte uygunlaştırmak ve yoksulluğa tahlil aramak emeliyle her yıl gitgide büyüyen besin krizine tüketicilerin dikkatini çekmeyi hedefliyor.
Her insanın son kullanıcı olarak dahil olduğu besin döngüsünde, raporlar geçen altı yıl içerisinde besin güvensizliğinin arttığını gösteriyor.
DÜNYA POPÜLASYONUNUN YÜZDE 30’UNU ETKİLİYOR
Açıklamada değerlendirmelerine yer verilen Gastronomi ve Mutfak Sanatları Kısmı Öğretim Görevlisi Ece Şener Aslay, besin israfına dikkat çekerek sürdürülebilir mutfaklar için tekliflerini paylaştı.
Aslay, en çok besin israfının kentlerde yapıldığını belirterek, kentte yaşayanların besin üretiminin kesimi olması gerektiğini vurguladı.
Gıda güvensizliğinin dünya popülasyonunun yüzde 30’unu etkilediğini kaydeden Aslay, Covid-19 salgını, global ekonomik dalgalanmalar, işsizlik ve global ısınma üzere faktörlerle artan besin güvensizliğinin tüketicinin mutfağına da yansıdığını tabir etti.
“GIDALARI BUZDOLABINDA ÇÜRÜMEYE TERK EDİYORUZ”
Aslay, kentte yaşayan nüfusun besin ile ilgisinin tüketmek üzerine konseyi olduğuna vurgu yaparak, “İstatistiklere nazaran en çok kentte yaşayanlar tüketiyor ve maalesef tıpkı ölçüde gıdayı israf da ediyor. İşin acı tarafı çoğunlukla büsbütün tüketmiyoruz, besinleri buzdolabında çürümeye terk ediyoruz. Biraz farkındalıkla topluma geri vererek katkı sağlayacak formda tüketim mümkün olabilir. Minimalizmin ‘az olan çoktur’ ideolojisi, mutfaklarda da bize yol gösterebilir” değerlendirmesinde bulundu.
“GIDANIN SAKLANMASI DA KRİTİK ÖNEMDE”
Gıdanın saklanmasının kritik ehemmiyete sahip olduğunu belirten Ece Şener Aslay, kelamlarını şu biçimde sürdürdü:
“Markete gitmeden minik bir liste hazırlamak bile içgüdüsel alışverişleri engelleyebilir ve gereksiniminiz olandan fazlasını almamanızı sağlar. Bir haftalık ya da birkaç günlük listeler hem bütçenizi yönetmenize hem sağlıklı beslenmenize hem de az tüketmenize yardımcı olur. Mutfak alışverişi yaptıktan sonra, yiyecekleri nasıl sakladığımız ömürlerini uzatmak için epey değerli. Zerzevat ve meyvelerin yıkanarak öbür eserlerle birlikte saklanması süratli bozulmaların yanı sıra sebzelik kısmındaki başka eserlerin de bozulmasına sebebiyet verebilir. Düzgün bir zerzevat kurutucu ve vakumlu cam saklama kaplarına yapılan yatırım, besinlerinizi daha uzun mühlet ve inançlı saklamanızı sağlar.”
“HER ŞEY ASLINDA BESİN ZİNCİRİNİN BİR PARÇASI”
“GIDA ÜRETİMİNE KATILMAK YIKICI TÜKETİMİ DE AZALTACAK”
Şehirde yaşayan tüketicilerin besin üretimine katılmasının değerini vurgulayan Şener Aslay, şu değerlendirmede bulundu:
“Büyükşehirlerde belediyelerin o bölgede yaşayan bireylere besin üretimi için tahsis ettiği alanlar bulunuyor. Bu alanlarda ya da meskeninizde kendi balkonunuzda besin üretimine katılmak yıkıcı tüketimi de azaltacaktır. Mümkün olduğunca üretici pazarlarından, güvendiğiniz kooperatiflerden alışveriş yapmak lokal üreticiyi desteklediği üzere taze ve sürdürülebilir eserlere ulaşmanızı kolaylaştıracaktır.”