Büyük Taarruz ile İzmir’in Yunan işgalinden kurtarılmasından sonra, Türk ordusu Trakya ve İstanbul’a yöneldi. Türk birlikleri, İngiliz birlikleri ile çatışma noktasına geldiler.
O sırada, Gazi, İzmir’de Uşakizade Köşkü’ndedir. Köşk, başkomutanlık karargâhı olmuş ve yabancı devlet adamlarının biri masraf, biri gelirdi. 18 Eylül günü Fransız Yüksek Komiseri General Pelle’i, Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın konuğudur.
Yapılan görüşmeleri Paris’in “Le Temps” gazetesi başyazarı şöyle yorumlar: “General Pele ve Amiral Dumesnil’in İzmir’de Mustafa Kemal Paşa’yla buluşmaları, durumun aydınlığa kavuşmasına çok yardım etti. Çeşitli kaynaklardan alınan çelişkili haberlerin tersine, Mustafa Kemal Paşa görüşünü değiştirmemiş ve Misak-i Milli’de belirtilen isteklere bağlı olduğu kanısına varıldı. Öte yandan Mustafa Kemal Paşa’nın siyasal bir gerçekçi olduğu ve Doğu Sorunu’na barışçı tahlil bulmaya çalıştığı anlaşıldı.”
23 Eylül 1922 günü, Fransız Başvekil Poincore’nin bildirisini getiren Fransız Devlet adamı Franclin Boullion köşke gelecektir. Boullion’un getirdiği iletide, Mudanya’da bir ateşkes toplantısı yapılması önerilmektedir. Başkumandan Gazi Mustafa Kemal Paşa, 29 Eylül 1922 günü Müttefik Devletleri’ne Mudanya Mütareke görüşmelerini kabul ettiğini bildirir. İnönü Savaşları ve Batı Cephesi’nin muzaffer kumandanı İsmet Paşa’nın, 3 Ekim 1922 tarihinde başlayacak görüşmelerde TBMM hükümetini temsili kararlaştırılır. Fevzi Paşa ve Refet Paşa da görüşme boyunca heyette yer alırlar.
Ateşkes
İngiltere’yi General Harington, Fransa’yı General Charpy ve İtalya’yı da General Mombelli’nin temsil ettiği Mudanya görüşmelerinde, ateşkesle direkt ilgili durumda bulunan Yunan delegeler görüşmelere direkt doğruya katılmayıp Mudanya açıklarında bir İngiliz gemisinde beklemişlerdir.
Mudanya ateşkes Antlaşması görüşmelerinin birinci gününü İsmet Paşa şöyle anlatır:
“Heyeti kabul ettim. Generallere masada yer gösterdim. Harrington’u sağıma aldım. Fransa temsilcisini karşıma, İtalyan generali de soluma oturttum. Ama ben generallere yer gösterirken onlar biraz şaşırmış üzere oldular. Meğerse başkanlığı, müzakereyi yönetim etmeyi onlar kendileri için düşünmekteymişler.”
İsmet Paşa, konut sahibi durumunda müttefik devletler generallerine masada yer gösterince, toplantıya kimin başkanlık yapacağı zaten tahlile kavuşmuştur. Vakit zaman gergin anların yaşandığı, hatta görüşmelerin kesilmesi tehlikesinin doğduğu, İsmet Paşa’nın masaya yumruk attığı ve Türk ordusunun tekrar harekât hazırlıklarını giriştiği mütareke görüşmeleri 11 Ekim 1922 tarihinde uzlaşmayla sonuçlanır.
Mudanya’da, TBMM siyasi bir zafer kazanarak, Kurtuluş savaşı fiilen sona ermiştir. İstanbul, boğazlar, Doğu Trakya savaşsız kurtarılmıştır. İstanbul’un TBMM hükümetine bırakılmasıyla, Osmanlı devleti de başkentsiz kalmıştır. Böylelikle Türk yurdunun paylaşılması tasarıları sona ermiştir. 30 ekim 1918 tarihinde “Mondros Ateşkes Antlaşması” nın başladığı mağlubiyet süreci, Mudanya’da geçerliliğini yitirmiştir.
Türk tarafına Lozan’da bir barış antlaşmasının yapılması için teklifte bulunulmuştur.
Atatürk’ün değişi ile “Milletin makûs talihini yenen” baht arkadaşı İsmet Paşa’nın Mudanya’daki bu başarısı, onun yalnızca bir asker olmayıp, güzel bir diplomat olduğunun delilidir.
Osmanlı, 1897 savaşında Yunanistan’a karşı galip gelmesine rağmen, daima Yunanistan sonunu büyütmüştür. Birinci kere, emperyalist ülkelerin öncülüğünde Anadolu’ya çıkan Yunanistan, Anadolu’da 1212 gün kalmış ve Anadolu’nun her yanı kan gölü olmuştur. Bu sefer, Mudanya’da müttefik işgalcilerin karşısında teslimiyetçi Osmanlı yerine küllerinden doğan TBMM ordularının kumandanları vardır.
Sonuç; “Mudanya Ateşkes Antlaşması”, emperyalist ülkeler karşısında verilen Kurtuluş Savaşı’ndan sonra bize eşit şartları sağlamıştır. Tam bağımsızlığını “kayıtsız şartsız egemenlik” prensibiyle elde etmenin büyük başarısıdır. İnönü, Mudanya’daki kazanımı, Lozan’da “Yedi Düvele” karşı sürdürerek, tarihteki onurlu yerini almıştır.11 Ekim 2022
Ahmet Gürel
Atatürk Araştırmacısı