Fatih Merkez Kütüphanesi içindeki Nusret Çolpan Sanat Galerisi’nde sanatseverleri ağırlayan stantta, eski saatlerden vakti bahis alan yapıtlara, ilgi alımlı bir seçki yer alıyor. Standın küratörü ve Fatih Belediyesi Kültür Sanat Koordinatörü Osman Özsoy yaptığı açıklamada 2020’de hizmete sunulan galeride, üçüncü sefer stant açıldığını söyledi.
Galerinin Fatih Belediyesi merkez binası içinde yer aldığına işaret eden Özsoy, “Bu binanın içinde birebir vakitte 500 kişilik bir kütüphane var. Kütüphaneyi genelde gençler kullanıyor. Çok büyük ve çok şık bir kütüphane. Biz burada daha çok gençlerin ilgisini çekebilecek stantlar açmaya çaba ediyoruz” dedi.
ZAMANIN KENDİSİ
Osman Özsoy, stant fikrinin ressam Mustafa Albayrak’ın koleksiyonundaki saatleri görünce ortaya çıktığını belirterek, stantta saat ve vakit temalı çalışan sanatkarların çalışmalarına ve antika saatlere yer verdiklerini aktardı.
Zamanın hem insanın en değerli hazinesi hem de hayatında en hoyratça kullandığı öge olduğuna dikkati çeken Özsoy, şunları kaydetti:
“Bir saniye aslında kainatta çok uzun bir vakit dilimi. Bir saatin kadranına bakarsanız saniyeler, dakikalar, günler, haftalar akıp geçiyor. Hasebiyle saat ve vakit kavramı ki saatten kastımız şahsen vaktin kendisidir, çok kıymetli. Bilhassa gençler için çok kıymetli. Bu kütüphaneye gelen gençler, stant salonunun çabucak önünden geçip, genelde cep telefonlarındaki saatlere, kimi kaygıyla kimi sevinçle bakıyor. Genelde bizim saate bakışımız kaygılıdır. ‘Geç kaldık. Erken gitmemiz lazım. Vakti düzgün kullanamadık. İmtihanda vakti uygun kullanmak lazım. Günlerimizi bereketli geçirmemiz lazım.’ denir. Hasebiyle vakit ve onun üzerinde saat kavramını işleyen bir şey yapalım dedik.”
Özsoy, çok fazla saat çeşidi olduğunu ve stantta Türk kadranlı, Avrupa üretimi, antika, dolaplı, köstekli, kol saati, kum saati, rubu tahtası üzere her kategoriden birer örnek bulundurmaya uğraş ettiklerini lisana getirerek, “Amacımız bilhassa genç jenerasyonun üzerinde bir tat bırakabilmek. Vakte ait düşünmeye sevk edebilmek” değerlendirmesini yaptı.
Saat müzelerinin daha geniş koleksiyonlara konut sahipliği yaptığını vurgulayan Özsoy, stant kapsamında yaklaşık 60 eski saatin ve bir saatçi dükkanının izlenime sunulduğunu aktararak, şunları söyledi:
“Bir de saatçi dükkanımız var. Saatçiler kendilerine münhasır insanlardır, onlar da birer sanatçıdır aslında zira bir kol saatinde asgarî 160 modül vardır. Öbür saatlerde daha fazla da olabilir. Bunun 300’e kadar çıktığı da söyleniyor. Bütün bu minik modüller ortasında, sabırla saatleri tamir eden ustalar da hayatımızın vakit akışının bir yerinde dururlar. Onları da anmak istedik.”
Osman Özsoy, stantta İstanbul’un farklı yerlerindeki güneş saatlerini anlatan sinemanın izlenebildiğini söyledi.
Ahmet Haşim’in makalesinden yola çıkarak hazırlanan Müslüman saati, alaturka saati anlatan bir anlatım ile İskender Giray, Bünyamin Kara, Mustafa Albayrak ve İsmet Doğan’ın yapıtlarının yer aldığını kelamlarına ekleyen Özsoy, “Saatler ve vakit üzerinde tefekkür etmek isteyenleri kesinlikle bekliyoruz” diye konuştu.
SERGİ HAKKINDA
Sergide Naim Arnas, Hayrettin Akpınar, Ömer Seyfi Aktülün, Bekir Cantemir, Hilmi Şenalp, Alper Kanca ve Cezeri Müzesi koleksiyonlarından eserler yer alıyor.
Ziyaretçilere arşiv fotoğraflarıyla sergilenen yapıtların ve mevzuyla ilgili makalelerin yer aldığı “Her Şeyin Bir Saati Var-Zamanda Bir Gezinti” stant kitabı da ikram ediliyor.
Sergi yıl sonuna kadar görülebilecek.