Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Orçun Yalav, bedenin rastgele organ ya da dokusundaki hücrelerin denetimsiz çoğalması ve büyümesi sonucu ortaya çıkan bir hastalık olan kanserin oluştuğu dokuya nazaran isimlendirildiğini belirterek, “Mide kanseri de midenin iç yüzeyini kaplayan sağlıklı hücrelerin çeşitli nedenlere bağlı olarak kanserli hücrelere dönüşmesi sonucu meydana geliyor. Hastalığın başlangıç safhalarında ekseriyetle belirti vermeden ilerleyen bu kanser tipi, tüm dünyada kansere bağlı ölümlerde dördüncü sırada yer alıyor” dedi.
Mide kanserinin ülkemizde en sık görülen birinci 5 kanserden birisi olduğunu ve erkeklerde bayanlara nazaran daha fazla rastlandığını söyleyen Doç. Dr. Yalav, mide kanserinin belirti vermeden epeyce sinsi ilerleyen bir hastalık olduğuna dikkati çekerek bu kanser çeşidi hakkında kıymetli bilgiler verdi.
TANI İÇİN DETAYLI İNCELEME GEREKİYOR
Mide kanseri oluşumunda genetik faktörlerin yanı sıra çevresel etkenler ve kanser gelişimini kolaylaştırıcı ülser üzere birtakım öncü hastalıkların rol oynadığını söz eden Doç. Dr. Yalav, hastalığın ekseriyetle ilerlemiş evrelerde bulgu verdiğini hatırlatarak teşhis için başta mideye yapılan endoskopik inceleme (gastroskopi) olmak üzere batın ultrasonu ve tomografisi üzere kimi görüntüleme sistemlerini yapılması gerektiğini anlattı.
ERKEN EVREDE MUVAFFAKİYET BAHTI ARTIYOR
Mide kanserinin çoğunlukla birinci başlarda hazımsızlık olduğu düşünülen şikayetler sonrasında ortaya çıktığını kaydeden Doç. Dr. Yalav, kişinin alışık olmadığı, mideyle ilgili uzun süren şikayetleri olduğunda vakit kaybetmeden bir uzman doktora başvurmasının hayati ehemmiyet taşıdığını vurguladı.
Doç. Dr. Yalav, “Bu üzere durumda hastaya belirtiler, bunların müddetleri, ömür formu ve alışkanlıklar sorulur. Daha sonra tanıya yönelik olarak endoskopik inceleme yapılır. Kuşkulu olan her lezyondan biyopsi alınır ve patolojik incelemeye gönderilir” diye konuştu.
LAPAROSKOPİK CERRAHİ AVANTAJ SAĞLIYOR
Mide kanserinde tedavinin hastalığın evresine nazaran değişiklik gösterdiğini anlatan Doç. Dr. Orçun Yalav, şunları kaydetti:
“Öncelikle gerçek kainatın belirlenmesi büyük ehemmiyet taşır. Erken evre hastalıkta cerrahi tedavi öncelikli ve nispeten daha kolay iken ileri evre hastalıkta evvel kemoterapi tedavisi sonra ameliyat yapılması gerekebilir.
Cerrahi müdahale gerektiren durumlarda ise bilhassa son yıllarda giderek artan sıklıkta açık ameliyat yerine laparoskopik (kapalı) ameliyatlar sağladığı avantajlar nedeniyle tercih edilir hale gelmiştir. Laparoskopik teknikle yapılan ameliyatlarda operasyon, bedene açılan çok küçük deliklerden yapıldığı için ameliyat sonrası hissedilen ağrı hissi azdır. Ayrıyeten ameliyat izi epeyce küçüktür ve hasta çok kısa bir müddette ayağa kalkarak işine ve toplumsal yaşama dönebilir.”
BU BELİRTİLERE DİKKAT
- İştahsızlık, şiddetli mide ağrısı, erken doyma, bulantı, kusma
- Diyete ve antrenmana bağlı olmaksızın beklenmedik biçimde çok kilo kaybı
- Yutma zahmeti, besinlerin mideye geçişinde zorluk hissetme, takılma hissi
- Kan kaybına bağlı olarak ortaya çıkan halsizlik, yorgunluk, kesiklik hissi, baş dönmesi, solukluk
- Siyah renkli dışkılama, kanlı kusma
- Mide ve karın bölgesinde ele gelen sertlik