İstanbul Büyükşehir Belediyesi Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda evvelki akşam ustalar geçidi vardı.
Daha evvel de şikâyet ettiğim üzere, seyircilerin yeme, içme merakı tekrar sürdü. Tiyatro ve konserde yeme, içme yasaklanmalı. Bu biz sanatseverler için eziyet, sahnedeki sanatkara da saygısızlık oluyor. Bir de buna protokolun bir türlü yerleşememesi yüzünden konserin geç başlaması da eklenince gerildik.
Konser başlamadan olan bu aksilikler natürel ki konsere gölge düşürmedi. Konser üç saaten fazla coşkuyla sürdü.
Musa Eroğlu, Fuat Latife, Güler Duman ve Yediveren Orkestrası’nın sevilen türkülerinin İstanbullu müzikseverlerin beğenisine sunulduğu “Sazımızla Sözümüzle” konserinde, Türk halk müziği sanatkarı Hüseyin Turan, Kenan Doğulu, Manga kümesinin solisti Ferman Akgül, Bateristi Özgür Can Öney, Kardeş Türküler kümesinin solisti Feryal Öney ve Mr. Jade de konuk sanatçı olarak yer aldı.
SEVİLEN ESERLER
Konserde sahneye çıkan sanatkarlar “Türkülerle Gömün Beni”, “Yastadır Ey Meczup Gönül”, “Erzurum Dağları Kar ile Boran”, “Nenni”, “Koyverdun Gittun Beni”, “Şimdi Ne Yapar”, “Hekimoğlu”, “Cilveloy Nanayda”, “Mihriban”, “Halil İbrahim” türkülerinin ortasında bulunduğu pek çok sevilen yapıtı seslendirdi.
Türkiye’ye döndükten sonra da müzik dünyasının çok bedelli insanlarıyla tanıştığını ve bunlardan birinin de Hüseyin Turan olduğunu lisana getiren Fuat Latife, “Bu akşamki konser Hayrettin Özayvaz’ın sunduğu bir konserdir” diyerek teşekkür etti.
Saka, konserde bütün türkü dostlarının buluşmasını istediklerini belirterek, “Biz beş kişi de kalsak, 5 bin kişi de olsak türkülerimizi söyleriz” deyince alkışlandı.
Sahneye son çıkan usta Musa Eroğlu da 1980’li yıllardan bugüne değişmeyen tek şeyin türküler olduğunun altını çizerek, “Türkü söyleyen sanatçı arkadaşlarımın hepsine teşekkür ediyorum” dedi.
Konsere pek çok sanatkarın katkıda bulunduğuna dikkati çeken Eroğlu, “Biz gerek müzik arkadaşlarımız gerekse müzikle uğraşan, gerekse bize hisleriyle taraf veren dinleyicilere diyoruz ki bakın burada çok hoş renkler var. Yani daima siyah beyaz giymeyin, değişik bir şeyler giyin üstünüze, bu türkü de olabilir” görüşünü paylaştı.
Güler Duman, halk müziğine verilen bedelin toplumun kültürüne verilen bir bedel olduğunu tabir ederek, “Çünkü biz bu toplumun acısını, üzüntüsünü, sevincini, her şeyini türkülerde lisana getiren deryada birer damlayız. Bizden öncekilerle ve türküleri bizden sonraki kuşaklara ulaştıracak genç dostlarla birlikte hoş türküler söyleyeceğiz.” Hüseyin Turan ise dayanışmanın halk müziğinin,
halk türkülerinin özünde var olduğunu vurguladı. Geç saatlerde biten konseri izleyiciler büyük coşkuyla dinledi.