Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Emine Zeynep Yılmaz, erken doğum riskine karşı kıymetli ihtarlarda bulundu.
Dr. Öğr. Üyesi Yılmaz, halk ortasında bilinen 9 aylık doğumun 36 haftaya denk geldiğini, aslında doğumun 40 hafta yani 10 aylıkken gerçekleştiğini belirterek, “Normal gebelik süreci, son adet tarihinin birinci gününden başlayarak yapılan hesaba nazaran 37-41 haftalar ortası tamamlanan ve 2 bin 500 gram üzeri sağlıklı bebekle ve sağlıklı anne ile sonlanmasıdır. Bu süreç ortalama 280 gün yani 40 haftaya denk gelmektedir.
20 hafta ile 36+6 hafta ortasında doğum olması erken doğum yani preterm doğum olarak tanımlanabilir. Tüm dünyada yaklaşık yüzde 5 ila 18 ortası sıklığında görülmektedir. Yüzde 80’i zaten sancı olarak başlarken, yüzde 20 ila 30’u zaten su gelişi olarak başlar” diye konuştu.
“ERKEN DOĞUM BELİRTİLERİNE DİKKAT”
Erken doğumun belirtilerine karşı anne adaylarını uyaran Dr. Öğr. Üyesi Yılmaz, şöyle devam etti: “Erken doğum yahut vaktinde doğumun tam olarak bir belirtisi olmasa da birtakım belirtiler doğum başlangıcı olabilir. Mesela adet gibisi sancılar, hafif sistemsiz kasılmalar, bel ağrısı, vajinada ağrı-baskı, nişane gelmesi (şeffaf, pembe yahut hafif kanlı şekilde) değerli belirtilerdendir. Bu bulgular olağan gebelikte de görülmekle birlikte devamlılık müddeti bilhassa kıymet arz etmektedir ve bu üzere durumlarda kesinlikle doktora başvurulmalıdır.
Erken doğum tanısı, sistemli rahim kasılmaları ile birlikte rahim ağzında açılma yahut kısalma olduğunda konulur. Vajinal muayenede 3 cm açıklık saptanması yahut vajinal ultrason ile 20 mm ve altında kısalmış serviks saptanması erken doğumu gösterir. Bilinenin tersine vajinal muayene yahut vajinal ultrason resen doğumu başlatmaz” dedi.
“İLERİDEKİ OKUL MUVAFFAKİYETİNİ BİLE ETKİLEYEBİLİR”
Dr. Öğr. Üyesi Yılmaz, erken doğumun hem bebek hem de anne için riskli olduğuna dikkati çekerek “Her bebekte vaktinde doğumda görülebilecek teneffüs ve beslenme sorunları, erken doğumda daha yüksek riskte ortaya çıkar. Teneffüs külfetlerinden diğer beyin için kanamalar, bağırsak sorunları, yeni doğan retinopatisi, ileriki hayatında zeka ve motor işlevlerde bozukluklar olabilir. Günümüz çağdaş tıp imkanları ile 1000 gr bebeklerin yaşama talihi olsa da ileriki hayatlarında düşük okul başarısı, görsel motor işlev bozuklukları, nörolojik defisitler görülebilmektedir. Lakin tekrar olağan ki her erken doğum bu sorunlara yol açmaz” tabirlerini kullandı.
“ANNE YAŞI, KİLOSU VE KİMİ ENFEKSİYONLAR RİSKİ ARTIRIYOR”
Bazı anne adaylarında erken doğum riskinin daha yüksek olduğuna değinen Dr. Öğr. Üyesi Yılmaz, riski azaltmanın yollarını şu biçimde açıkladı: “Daha öncesinde erken doğum olması bu riski kıymetli ölçüde arttırır. Bunun haricinde daha evvel geçirilmiş servikal müdahaleler, çok sayıda kürtaj, uterin anomaliler, anne yaşı, düşük sosyoekonomik düzey, gebelikler ortasındaki mühletin kısa olması, sigara, alkol, çok zayıf hamile kalınması, tüp bebek, ikiz gebelik, kanama ve kimi enfeksiyonlar risk faktörleri ortasında sayılabilir.
Gebeliğin rutin testi olan ayrıntılı ultrasonda rahim ağzı ölçüldüğünde erken doğum riski tespit edilebilir. Bunun haricinde daha evvel erken doğum yapmış bireyler yüksek riskli olduğu için rutin rahim ağzı uzunluğu ölçülmesi daha uygun olabilir. Rahim ağzı kısalığı tespit edildiğinde, ilaç tedavisi başlanabilir. Tam olarak gerçek erken doğum aksiyonu her şartta engellenemeyebilir. Lakin tertipli denetimlere gitmek, sağlıklı beslenmek, çok kilo almama, bol su içilmesi, sigara ve alkolden uzak durmak, ikiz gebeliklerden kaçınmak bu duruma dayanak sağlayabilir.”