TBMM Genel Heyeti’nde bugün, HDP’nin BTK’nın bant daraltma uygulamasının seçim güvenliği açısından araştırılması için verdiği önergenin öne alınması önerisi görüşüldü.
Öneriye ait konuşan HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, İstanbul’daki bombalı taarruzun akabinde bant daraltma uygulaması yapıldığını getirildiğini anımsatarak “Bant daraltması ne manaya geliyor? Olayın teknik tarafı; hukuksal, siyasi tarafı var. Bu, engellemeden farklı bir şey. İnternetin giriş, erişim kısmındaki alanın daraltılması sonucu itibariyle engellemenin diğer bir tekniği olarak uygulanıyor. 10 saat müddetle toplumsal medya platformlarına hiçbir biçimde girilemedi ve hiçbir haber alınamadı” diye konuştu.
“HUKUKA MUHALİF OLARAK ENGELLEME KELAM KONUSU”
Kenanoğlu, bant daraltma uygulamasının ihtarda bulunulmadan yapıldığını kaydederek, “Bu, beraberinde birçok sıkıntıyı akla getirdi. Bunun mahkeme kararı olmadan uygulanması, sürecin yerine getirilmemesi sorununun TCK 257, 244 ve 124’e nazaran hata olduğunu tabir etmek gerekiyor. Zira Anayasa açısından da külfetli bir durum. Burada misyonu berbata kullanma kelam konusu. Bilişim sistemini engelleme ve bireyler ortasında haberleşmeyi hukuka alışılmamış olarak engelleme kelam konusu” dedi.
Kenanoğlu, engellemenin “yalan ve yanlış bilgi yayılıyor” gerekçesiyle yapıldığını, lakin engelleme nedeniyle palavra ve yanlış bilginin yayıldığını lisana getirerek şunları söyledi:
- Doğru bilgiye ulaşma engellendi. Bunun örneği, avukat Jiyan Tosun ve Eren Keskin’dir. Bu bireyler, daha bant daraltması gelmeden evvel toplumsal medya üzerinden maksat gösterildiler. Avukat Jiyan Tosun, ‘bombacı’ diye tanıtıldı. Resmi makamlardan ve hiçbir halde toplumsal medya üzerinden düzeltilmesi yapılmadı. Bu şahısların telefonları, aileleri de bir halde ortalığa saçıldı.
- Halen şu ana kadar da bununla ilgili rastgele bir önlem alınmış değil. Bu beşerler tehdit ediliyor, hakaretlere maruz kalıyorlar. Eren Keskin ve avukat Jiyan Tosun savcılığa başvurdu, savcılık müracaatlarını dahi sürece koymadı. Gördük ki bu engelleme, insanların maksat alınmasının önünü açan şeye yol açtı. Bu yanlış. Şuurlu olarak yayılan bilgiyi düzeltme imkanı da olmadı.
“SEÇİM SÜRECİNDEKİ MÜDAHALELER AĞIR FATURALAR ÇIKARABİLİR”
İYİ Parti Mersin Milletvekili Behiç Çelik de İstanbul’daki bombalı akınla ilgili, “Suriye siyasetinin nasıl bekamızı riske attığını anlıyoruz. Başkası; hudut ve kıyı güvenliğimizin bir bir etkisiz hale getirildiğini görüyoruz. Milletten habersiz öbür ülkelerle mutabakat yaparak denetimsiz göçe muhatap edildiğimizi müşahede ediyoruz” dedi.
Çelik, iktidara, “İzlenen Suriye ve Orta Doğu siyaseti sonucu ülkemizde bu mahluklardan kaç adet var? Hücre meskenleri biliniyor mu, bunlara karşı gerekli çalışmalar yapılıyor mu” diye sorarak kelamlarına şöyle devam etti:
- İktidar süreci uygun yönetememiştir. Zira irtibatın engellenmesi, bireylerin bilgi edinme haklarının ve özgürlüklerinin önüne geçilmesi kabul edilemez. Bunu yaparsanız toplumda fısıltı gazetesi fonksiyon kazanır. O vakit bunun devlet sistemine karşı dönüşü acımasız olur. Ne yaptınız? Bant daralttınız.
- Şimdi takip ediyoruz, birçok internet kullanıcısı da VPN ağına geçmiş. Sonuç olarak iktidar aklını başına almalıdır. Geçen hafta genel heyette kabul edilen sansür yasasının ne büyük ölçüde devlet nizamımız için tehlikeli olduğu ortaya çıkmış bulunuyor. Seçim sürecinde yapılacak benzeri müdahaleler çok daha ağır faturalar çıkarabilir.
“VATANDAŞIN AKLIYLA DALGA GEÇİYORSUNUZ”
CHP Genel Lider Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Onursal Adıgüzel, 85 milyonun Taksim’deki taarruzla ilgili bilgi almaya çalışırken iktidarın ‘sansür’ uyguladığını ve bant genişliğini daralttığını kaydederek şöyle konuştu:
- Bütün dünya patlamayı konuşuyor, canlı yayın var. Lakin Türkiye’deki vatandaşlarımız sağlıklı bir haber alamıyorlar. Niçin? Zira BTK, keyfi olarak bant genişliğini daraltıyor. Vatandaşın haber alma, haber yapma özgürlüğünü elinden alıyor. Bant daraltması, bir sansürdür. Hükümetin ve iktidarın gerçeklerden ne kadar korktuğunun göstergesidir. Öte yandan, geçmiş haftalarda dezenformasyon yasasını konuştuk. Dağ üzere ardında durdunuz.
- Ama görüyoruz ki sizin dezenformasyon maddeniz, aldatıcı bilginin yayılması noktasında fonksiyonsuz kalıyor. Ne yapıyorsunuz? ‘İnterneti ve toplumsal medya platformunu büsbütün engelleyelim’ diyorsunuz. Vatandaş internete erişemiyor; siz yetkililer, üst seviye yöneticiler tweet atıyor. Vatandaşın aklıyla dalga geçiyorsunuz.
“TERÖR ÖRGÜTLERİNİN EKMEĞİNE YAĞ SÜRÜYORSUNUZ”
Adıgüzel, “İnterneti engelleyerek aslında vatandaşı kaosa sürüklüyor. Terör örgütlerinin maksadı ne? Halkı panik ve kaygıya sevk etmek. Siz, halkın haber alma özgürlüğünü elinden alarak aslında terör örgütlerinin ekmeğine yağ sürüyorsunuz, panik havası yaratıyorsunuz. Toplumun bu kadar bilgi almaya gereksinimi olduğu periyotta iktidar, aslında interneti, toplumsal medya platformlarını engelleyerek ve bant daraltarak idaredeki acziyetini tekrar gözler önüne seriyor” diye konuştu.
HDP’nin önerisi, AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.