İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin konut sahipliğinde Dünya Bankası ve Avrupa Birliği tarafından düzenlenen “Türkiye’de Yeşil Ulaşım” serisinin birincisi olan “Kentsel Hareketlilik ve Liman Kentleri Çalıştayı” Tarihi Havagazı Fabrikası Kültür Merkezi’nde başladı. Dünya Bankası Altyapıdan Sorumlu Bölge Yöneticisi Charles Joseph Cormier’in görüntü ile katıldığı çalıştayda İzmir Büyükşehir Belediye Lideri Tunç Soyer, Dünya Bankası’nın temsilcileri, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Lideri Nikolaus Meyer-Landrut, yurt içinden ve yurt dışından çok sayıda konuk yer aldı.
“TÜRKİYE’DE DENİZ TİCARET HACMİNİN YÜZDE 16’SI İZMİR’DE”
İzmir’in tarihi geçmişine ve liman kenti olma niteliğine değinen Lider Tunç Soyer, “İzmir 8 bin 500 yıllık kesintisiz insan yerleşimine konut sahipliği yapan, Akdeniz’in en kıymetli liman kentlerinden biri. Bugün de kentimizin tarihinden gelen liman ve ticaret kenti olma özelliğini yaşatmaya devam ediyoruz. 2021 yılı bilgilerine nazaran Türkiye’de yük bazında deniz ticaret hacminin yüzde 16’sını Aliağa, Çeşme, Dikili ve Alsancak limanlarıyla İzmir yüklenmiş durumdadır. Bu sebeple bu bedelli çalıştayın İzmir’de gerçekleştirilmesinden dolayı çok büyük memnuniyet duyuyorum” dedi.
“HEDEFİMİZ SÜRDÜREBİLİR KALKINMA”
Başkan Soyer, son üç yılda yaşanan salgın, savaş ve doğal afetlere dikkat çekerek, “Tüm bu aksiliklere karşı çabayı ortak akılla ve dayanışmayla sürdürmek zorundayız. Artık yalnızca kendi mahallemiz, semtimiz, ilimiz değil, dünyanın neresinde olursa olsun her ırmağa, dağa, göle ve canlıya, bir bütün olarak tabiata karşı sorumluluğumuz var. 2019 yılında Büyükşehir Belediye Lideri seçilmemin çabucak akabinde İzmir’in 5 yıllık stratejik planını hazırladık. Bu planda bir birincisi gerçekleştirerek Birleşmiş Milletler’in 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi’nin tümünü kapsadık. Sürdürülebilir gelişme amaçları İzmir için iki temel mana taşıyor. Birincisi refahı büyütmek ve bunu yaparken gelir adaletsizliğini engellemek. İkincisi ise kentin büyümesini tabiatla uyumlu bir formda sürdürmek” sözlerini kul landı.
“KAZANDIĞIMIZ AVRUPA MÜKAFATI UYGULAMALARIMIZIN BİR SONUCU”
Yarın düzenlenecek merasimle İzmir’e verilecek Avrupa Ödülü’nün bu stratejik maksatların ve hakikat uygulamalarının bir sonucu olduğunu hatırlatan Lider Soyer, “Kentsel hareketlilik, stratejik planımızdaki ana maksat kümelerinden birini oluşturuyor. İzmir Ulaşım Ana Planına nazaran bugün, 4.3 milyonu aşkın nüfusa sahip kentimizin göçlerle birlikte 2030 yılında, 6.2 milyona yükseleceği varsayım ediliyor. Bu nedenle, sürdürülebilirlik ve dirençlilik açısından İzmir için yepisyeni bir ufuk tanım etmeye karar verdik” diye konuştu.
“AMAÇ RAYLI SİSTEM YÜKLÜ BİR ULAŞIM AĞI KURMAK”
İzmir’in toplu ulaşım siyaseti dört ana unsurdan oluştuğuna dikkat çeken Soyer, kelamlarını şöyle sürdürdü: “Vatandaşımız için hesaplı, belediyemiz için işletme maliyeti verimli, yolcu için konforlu ve tabiat için sürdürülebilir bir ulaşım sistemi oluşturmak için çalışıyoruz. Bunun da yolu raylı sistem yüklü bir ulaşım ağı kurmak. Narlıdere Metrosu ve Çiğli Tramvayı üretim etabında. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında her iki çizgisi da hizmete almış olacağız. Son olarak İzmir tarihinin en büyük yatırımı Buca Metrosu’nu başlattık. Bu sınır her gün 400 bin vatandaşımızı konforlu, karbon salınımı olmadan ve gürültü oluşturmadan taşıyacak. İzmir için limanlarımızdan, kentin sokaklarına kadar uzanan bir hareketlilik planı hazırlıyoruz. Dün başlangıcını yaptığımız İzmir Sürdürülebilir Kentsel Hareke tlilik Planı bu çalışmalarımızın temel yapı taşı. Tıpkı sürecin öbür bir taşıyıcısı ise İzmir’in dünyanın birinci CittaSlow Metropol unvanını almış olması. Bu somut çıktıların oluşmasında dayanışma içinde çalıştığımız Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu’nun, Dünya Bankası’nın, öteki mahallî, ulusal ve memleketler arası paydaşlarımızın katkıları son derece pahalı. İnanıyorum ki bu çalıştay, İzmir’in tarihinden ve liman kimliğinden alacağı ilhamla çok değerli sonuçlar doğuracak. Uzmanların ve bilim insanlarının İzmir’in yeşil ulaşım siyasetlerinin oluşmasıyla ilgili vereceği kararlar için şimdiden hazırız. Büyük ciddiyet ve itinayla kararların tatbiki için elimizden geleni yapacağız.”
“TÜRKİYE İLE İŞTİRAKİMİZE GÜVENİYORUZ”
Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Lideri Nikolaus Meyer-Landrut, “Avrupa Birliği olarak biz Yeşil Mutabakat’a imza attık. Deniz nakliyatı yahut deniz ulaşımı dediğimizde İzmir üzere kentler için limanların değerini biliyoruz. AB olarak bizler de bu emeller doğrultusunda 2050’ye gelindiğinde sıfır emisyon diyoruz. Yeşil mutabakatı hayatımızın her alanına yaymayı istiyoruz. Türkiye ile bu çalışmalarda işbirliğimizi sürdürüp çalışmamızı devam ettireceğiz. Bu dönüşümün bir kesimi, uygulayıcısı olarak Sayın Lider Tunç Soyer’e teşekkür ediyorum. Türkiye ile iştirakimize güveniyoruz. Ne yapılması gerekiyorsa el ele, omuz omuza yapacağız” dedi.
“İZMİR ÖZELİNDE DENİZ ULAŞIMINI KONUŞACAĞIZ”
Çalıştaya görüntü konferans ile katılan Dünya Bankası Altyapıdan Sorumlu Bölge Yöneticisi Charles Joseph Cormier, liman kentleri, fırsatlara erişim, hassas kümelerin korunması, kentlerin güvenliği üzere mevzuların kıymetine dikkat çekti. Cormier, “Bugün iklim konusunda Türkiye’nin attığı adımlara da odaklanacağız” dedi. Daha sık buluşma taahhüdünü yinelediklerini belirten Cormier, çalıştayı karbon azaltımı konusunda bir adım daha atmak ismine değerli bulduğunu aktardı.