İzmir’de Karaburun Belediyesi tarafından iki yıllık pandemi ortasından sonra 13’üncüsünü düzenlediği Kösedere Üzüm Şenliği renkli imajlara sahne oldu. İzmir’den ve yurdun farklı kentlerinden gelen binlerce ziyaretçinin iştiraki ile gerçekleşen şenlikte Kösedere Köyü unutulmayacak günlere mesken sahipliği yaptı. Düzenlenen üretici sohbetleri, atölyeler, yarışlar, stant ve konserler üzere etkinliklerde yurttaşlar doyasıya eğlendi.
“BİZLERE DÜŞEN MİSYON BU BEREKETLİ TOPRAKLARDA YETİŞEN ESERLERİMİZİ EN UYGUN HALDE TANITMAKTIR”
İzmir Büyükşehir Belediye Lideri Tunç Soyer ve eşi Neptün Soyer’in de yer aldığı şenliğin açılışında konuşan Karaburun Belediye Lideri İlkay Girgin Erdoğan, “Yaşadığımız güçlü coğrafya ve bize sunduğu çok çeşitli endemik bitki örtüsü; Karaburun’a has çok özel tarım eserlerinin yetişmesini sağlıyor. Eser çeşitliliğimiz ve ziraî faaliyetlerimizin kültürel mozaiğimizle birleşmesi güçlü bir mutfak kültürümüze ve hasebiyle Karaburun’da gastronomi turizminin gelişmesine imkan sağlıyor. Bizlere düşen vazife de bu rahmeti gözler önüne sermek, bu bereketli topraklarda yetişen eserlerimizi en yeterli halde tanıtmaktır” dedi.
YERELDE KALKINMA MODELİ
Antik çağlardan bu yana üzümüyle marka olmuş, İtalya’ya bile üzüm ihraç etmiş olan Karaburun’un; üzümün yanında keçi peyniri, kopanisti peyniri, nergisi, mandalinası, enginarı, karabaşotu, gastronomisi, sanatı ve tarihiyle marka olma yolunda ilerlediğine dikkat çeken Erdoğan, şöyle devam etti:
“Üretimi önceleyen politikalarımızla, üretime dayalı büyüme modeliyle gelişim sağlamak zorundayız. Kooperatiflerimizle, organik tarım projeleri ile bu kıymetlerimizi de daha da arttıracak ve parlatacağız. Ne memnun bize ki; İzmir üzere bir kentte yaşıyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyemizin öncelikli projelerindendir tarım ve kırsal kalkınma. Sevgili Tunç Liderimizin da dayanağı ile bu özgün modeli Karaburun’da daha da geliştiriyoruz.”
SOYER: TABİAT İLE UYUMLU YAŞAMA İLHAM VEREN KENT
İzmir Büyükşehir Belediye Lideri Tunç Soyer de; İzmir’in bereketli ovalarıyla, dağları ve vadileriyle, deltaları ve akarsularıyla 8 bin 500 yıldır tabiatla uyumlu yaşama ilham veren bir kent olduğunu hatırlatarak, “Bu eşsiz coğrafyada tümü yerli tohum ve ırklarla üretilen çok bedelli beş eser kümesi, bizim öncelikli eserlerimiz. Bunlar, üzüm, incir ve badem üzere kuraklığa sağlam meyveler, atalık tahıl ve baklagiller, kıyı balıkçılığı, mera hayvancılığı ve elbette zeytin. Bu eserlerimiz, kuraklığa ve iklim krizine dirençli İzmir Tarımı siyasetimizin omurgasını oluşturuyor. Karaburun’da da bunların hepsi yetiştiriliyor” diye konuştu. Ne Karaburun’un, ne İzmir’in ne de Türkiye’nin sahip olduğu bu zenginliklerle ve potansiyelle uyumlu bir hayat kalitesinde yaşamadığını kelamlarına ekleyen Soyer, “Hiç birimiz bunu hak etmiyoruz. Biliyoruz ki bu bir mukadderat değil bunu değiştireceğiz” sözlerini kullandı.
YARIŞMALARDA DERECEYE GİRENLER
Şenlik kapsamında düzenlenen “En Hoş Üzüm” yarışı kıyasıya rekabete sahne oldu. Tarım uzmanlarından oluşan heyetin seçim yapmakta zorlandığı yarışta birinciliği Ömer Şensoy alırken, Hasan Güneysu ikinci, Ahmet Eren ise üçüncü oldu. Üzüm yarışında birinci üç dereceye girenlerle birlikte şenlik kapsamında klasik olarak düzenlenen Üzüm Hoşu yarışında dereceye girenlere yarım altın, çeyrek altın ve gram altın verildi.
