Fransa ve Almanya’dan gelen yine ulusallaştırma hareketleri akıllara 1923-1938 ortasında muvaffakiyet ile uygulanan Atatürk’ün “Devletçilik” unsurunu getiriyor. Devlet gerektiğinde özelleştirme, gerektiğinde kamulaştırma yapabilir.
Burada temel olan kamu faydasıdır. Atatürk, “Biz kamu iktisadı kuruluşlarını kâr etmesi için kurduk, gerekli şartlar oluştuğunda satabiliriz” derken gerekli şartın da kamu faydası olduğunu belirtmiştir. Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti; Osmanlı’nın dış borçlarını öderken, 1929 dünya ekonomik krizi ile uğraşırken ulusal güvenlik üzere çeşitli nedenlerle yabancı şirketlerin elindeki çok sayıda şirketi bedelini ödeyip satın almıştır. Gerek ulusal güvenlik, gerekse halkın refahı için özelleştirilen şirketler Fransa’nın yaptığı üzere satın alınabilir. Türkiye bunu yapabilecek güçtedir. Fakat bu güç, özel şirketleri kurtarmak için harcanırsa devletin halkının faydasına karar alması olanaksızlaşacaktır.