İsmailağa ilişkili Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in, kızı H.K.G’yi 6 yaşında evlendirdiği ve cinsel istismara uğramasına sessiz kaldığının ortaya çıkmasıyla tarikat ve cemaatler yine gündeme oturdu.
1925’te çıkarılan 677 sayılı “tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması”na ait kanunla yasaklanan tarikat ve cemaatler, bilhassa AKP iktidarıyla birlikte yine güç kazanarak vakıf ve dernekler aracılığıyla faaliyetlerini sürdürüyor. İsmailağa ilişkili çok sayıda yöneticisi bulunan Diyanet ise istismar skandalına karşı günlerce sessiz kaldı. Diyanet İşleri Lideri Ali Erbaş ise dün Rusya’da düzenlenen bir foruma “onur konuğu” olarak katıldı.
BÜROKRASİDE ONLAR VAR
Emekli müftü Gani Aşık, cinsel istismar skandalına “İğrenç, tiksindirici ve alçaklıktır” reaksiyonunu gösterdi. “Halkın utancından yüzüne perde tuttuğu bu sapkınlık konusunda Diyanet, bugüne kadar sessiz kaldı” diyen Aşık, kurumun takımında İsmailağa mensubu bürokratların olduğunu anımsatıp “Suskunluğun bir nedeni de hiç kuşkusuz tarikat ve cemaatlerin laik Cumhuriyeti teslim alması gerçeğidir. Kelam konusu tarikat önderinin cenazesinde devlet tam takım hazır bulundu ve cumhurbaşkanı ‘fikri önderimiz’ dedi. İhvancı iktidarla birlikte devlet idaresine Atatürk değil, tarikatlar yol gösteriyor” tabirlerini kullandı.
“ZİRVEYE ULAŞTI…”
Filiz, şunları söyledi: “Çocuklarımızın daha bebek yaşlarında kara çarşaflara sarılması, tarikat yurtlarında cinsel istismarlara uğraması, öldürülmesi, sokaklarda dini kıyafetlerle gövde gösterisi yapmaları, 6 yaşındaki çocuğun cinsel istismara uğrayacağını bağıra bağıra ilan etmişti. İktidar, tarikat ve cemaatlerin bu faaliyetlerine ‘Dur’ diyebilirdi. Bunu diyebilmek için de Atatürk prensip ve ihtilalleri, cumhuriyet pahaları ve laik toplumsal bir hukuk devleti ile ‘hesaplaşmak’ paranoyasından kurtulmalıdır. Bu türlü giderse benzeri vahim sonuçların tekrarlanmayacağına kimse garanti veremez.”
“Siyasi iktidarın ve muhalefetin bu insanlık dışı cürüm karşısında reaksiyon vermekte geç davranması, siyasetin tarikatlar ve cemaatlerce derinlemesine rehin alındığının resmidir” diyen Filiz, şöyle devam etti: “Diyanet İşleri Başkanlığı bile mevcut lideri eliyle ‘bypass’ ederek tarikat ve cemaatlerin kelamından çıkamayacak duruma düşmüştür. ‘Vatanı kurtarmak çocuklarımızı kurtarmakla mümkündür’ diyen ulu lider Mustafa Kemal Atatürk’ün çizgisinden sapan hiçbir siyaset stili, tarikat ve cemaatlerin vesayetinden ve onlara rehin olmaktan kurtulamaz. Laik Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Silahlı Kuvvetleri, etnik bölücülük ile tarikatçı gericiliğin güç birliği ile yıpratılırsa Türk milletinin geleceği için çocuklarımızın korunmasını vurgulayan Atatürk daima akına uğrarsa, çocuklarımızı kim koruyacak?”
“MERDİVEN ALTI YAPILAR”
İlahiyatçı Prof. Dr. İbrahim Maraş, “6 yaşındaki kız çocuğunun evlendirilmesi diye bir şey kelam konusu olamaz. Bu, açıkça istismardır ve suçtur” dedi. Bunun iki temel nedeni olduğuna işaret eden Maraş, “Geleneği, her türlü rivayeti din diye dayatmanın, yaşanan hayata karşın bir din anlayışı kurgulamanın sonucu budur. Bu zihniyetin geliştiği yerler merdiven altı dini yapılardır. Diyanet’in bu mevzuyu bütün açıklığıyla çözmesi gerekir” tabirlerini kullandı.
DİYANET’LE BİRLİKTE ÇALIŞIYORLAR
İl ve ilçe müftülülükleri de İsmailağa kontaklı vakıf ve derneklerle işbirliğini sürdürüyor. Son olarak 24 Ekim’de Çatalca İlçe Müftülüğü’ne bağlı Kuran kursunda düzenlenen icazet merasiminde, İsmailağa Kuran Kursu Genel Müdürü Muhammet Suçsuz Vanlıoğlu da yer aldı. 9 Ekim’de Fatih Müftülüğü’ne bağlı İsmailağa Kuran kursunda hafızlığını tamamlayanlar için Fatih Camisi’nde düzenlenen icazet merasimini, Ayasofya’da Atatürk’ü maksat alan Mustafa Demirkan yönetti.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da İsmailağacılarla ağustosta bir ortaya gelmişti. Ziyarete ait paylaşımlarda, “Sayın hocamız hizmetleri hakkında bilgiler verdi” denilmişti.
VAKIFTA “YILDIZLAR” GEÇİDİ